31 Mart 2008 Pazartesi

Etik davrandık, suçlu sayıldık!

Paris Hilton’un Les Ottoman’daki bir grup gazeteciyle yapacağı yuvarlak masa sohbetine niye katılmadığımı cuma günü yazmıştım.
Ancak cumartesi günü Sabah’ta Hıncal Uluç’un ve Hürriyet’te de Mevlüt Tezel’in Paris Hilton’la yapılacak o toplantıya gitmeyenlere (Akşam’dan Oray Eğin, Sabah’tan Rahşan Gülşan ve ben) dair yazdıklarından sonra yeniden bir şeyler yazma gereği doğdu.
“Miss Turkey 2008 Yarışması” için Kanal 1’in hazırladığı ilginç bir ilan vardı.
Ne diyor orada?
“Türkiye’nin yeni güzelini Paris Hilton seçiyor.”
Peki gerçek öyle mi?
Değil...
Türkiye’nin yeni güzellerini Paris Hilton’un da aralarında bulunduğu Hıncal Uluç, Prof. Dr. Onur Erol, Deniz Akkaya, Okan Bayülgen, Nurgül Yeşilçay, Özcan Sandıkçıoğlu, Ahu Aysal, Fatoş Yalın, Fatih Aksoy ve Yüksel Evsen’den oluşan jüri seçti.
O jüride ben olsam, o ilandan sonra bunu “onur meselesi” yapar madem Paris Hilton seçecek bana zaten gerek yok, der gitmezdim...
Ve cumartesi günü Hıncal Ağabeyimizden bu ilan üzerine şöyle bir yazı beklerdim:
“400 bin YTL ödeyip Paris Hilton’u buraya getirdiniz. Kanal 1’e bu sayede birkaç milyon dolara bedel tanıtım yaptınız, iyi de ettiniz... Keşke birkaç kuruş daha harcayıp o gece orada ne olup bittiğini jüri koltuğunda oturan Paris Hilton’un kulağına iletecek bir sistemi de kursaydınız. Zavallı Paris, o gece bu yüzden olaylara Fransız kaldı. Mehmet Ali Erbil bir şeyler söylüyor, salon yıkılıyor ama Hilton ne olduğunu anlayamadı. Güzellere neler sorulduğunu, onların ne yanıt verdiğini anlayamadan sadece fiziklerine bakarak oy verdi.”
Ama Hıncal Ağabeyimiz bu konuyu değil de bizi yazdı.
Üstelik de “sap”la “saman”ı karıştırdı, “elma”yla “armut”u topladı.
Gelelim Hürriyet Kelebek’teki “Kelebek Ajanı” Mevlüt Tezel’in “Paris’le röportaj yapmayanlar fıkra kahramanı olarak anılacak” başlıklı yazısına.Tezel, bizim için “Hiç de öyle ‘etik davrandık’ ayağına yatmasınlar... Paris geliyor diye bir hafta yayın yap, içtiği suyu bile sürmanşete çıkar, sonra da ‘Yok ben almıyorum’ de. Buna kargalar bile güler” diye yazmış.
Tezel haklı!
Hilton Türkiye’ye gelince gerçekten de kargaları bile güldüren gariplikler oldu.
Örneğin CNN, Paris Hilton’un havaalanında karşılanması sırasında çıkan kavgayı ve bir kişinin yaralanmasını “Şaşırmış olmalılar” diye haber yaptı.
Paris Hilton, “etikçiler”in protesto ettiği sohbet toplantısına katılan Tezel ve arkadaşlarına Türk paparazzilerin “Çok vahşi” olduğunu söyledi.
Hilton ayrıca, her medya ordusunu etrafını kuşattığında fotoğraf makinesini menajerine verip Türkiye’de ne denli ilgi gördüğünün fotoğrafını çektirdi.
Gazeteciler “etik” davrandıkları için “suçlu” ilan edildi.
Kargalar “şöhretlerin karşısında ezilenlere” değil de “etik davrananlara” gülüyorsa o zaman Müslüm Gürses’ten şu şarkıyı dinleyip, içmeli:“Çok sevdim suç sayıldı, hiç sevmedim kabahat.”


Hıncal Uluç
Kanal 1’de
program yapacak

Söz Hıncal Ağabey’imizden açılmışken onunla ilgili yeni bir gelişmeyi de aktarmak isterim.
Son günlerde Hıncal Uluç’un bir yazısından sonra Sabah’tan ayrılıp Ciner Grubu’na geçeceğine ilişkin söylentiler yine artmaya başladı.
Bu proje de, sanırım o söylentiyi kuvvetlendirecek nitelikte.
Ali Kocatepe, Hıncal Uluç ve Ünal Özüak, yıllar önce TRT’de pazar günleri eğlence programı yapıyorlardı.
Aynı ekip şimdilerde yine bir araya geldi.
Bu kez programı yapacakları yer Kanal 1.
Yani Ciner Grubu’nun amiral gemisi...
Program aslında 6 Nisan’da başlayacaktı ama yapılan çekimlerde istenilen sonuç elde edilemediği için yayın tarihi ertelendi.
Ali Kocatepe ile bir bayanın - ki henüz bu konudaki arayışlar sürüyor- sunacağı “Tele Pazar”da Hıncal Uluç da konuklarla sohbet edecek.
Programın yapımcısı ise yıllar önce olduğu gibi yine Ünal Özüak olacak...


Vergi listesinde adı
açıklanmayan iki sanatçı kim?

Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
Yıllardır vergi rekortmeni sanatçılar listesinde hep zirvede yer alan Hülya Avşar’ın bu yıl ilk 10’a bile girmesinin zor olduğunu yazmıştım.
Defterdarlık listeyi açıklayınca ortaya çıktı ki, Cem Yılmaz birinci, az bir farkla Seda Sayan ikinci, Mehmet Ali Erbil üçüncü.
İstanbul Defterdarlığı’nın sanatçıların ödedikleri vergileri listeleyip kamuoyuna açıkladığı günden bu yana bu konuyu yakından takip eden bir gazeteci olarak ilk kez bir şeye tanık oldum.
Vergi listesinde ilk kez iki sanatçı adının açıklanmasını istemedi.
468 bin YTL vergiyle 12. sırada yer alan sanatçıyla, 257 bin YTL ödeyeceği için listeye 22. sıradan giren sanatçının kim oldukları açıklanmadı.
Bu işadamları ve şirketler listesinde sıkça karşılaştığımız bir durumdu ama sanatçıların listesinde ilk kez bu oldu...
Okan Yalabık ve Nilgün Belgün’ün yer aldığı listede Hülya Avşar, Sezen Aksu, Tarkan, Özgü Namal, Bergüzar Korel, Nilüfer, Ajda Pekkan gibi starların olmaması ilginç.
Hadi diyelim ki Hülya Avşar, TMSF’ye ödediği para yüzünden iflasın eşiğine geldi.
Ya diğerleri?
Bu sanatçılardan bir kısmı aynı zamanda şirket sahibi.
O nedenle kazançlarının bir kısmını “Kurumlar Vergisi” olarak ödeyeceği için salt gelir vergileriyle 25 kişilik listeye girmeyebilirler.
Şirket sahibi olmayanların da artık sığınacağı adres belli.
Listede adının açıklanmasını istemeyen iki kişi var ya onlar şimdi şov dünyasındaki pek çok vergi fukarası ünlünün can simidi olacak.Listede adını göremediklerimizden kime sorsak şimdi “Adımın açıklanmasını istemedim” diyecek.

31 Mart 2008 - MİLLİYET
Ali Eyüboğlu - ALİCE

Hiç yorum yok: